Romantik ilişkilerde bireyin kendine sorduğu soruların başında gelir. “Ben karşımdaki kişiye ilişkimi sürdürebilmek için sağlıklı bir şekilde bağlı mıyım? Yoksa ben karşımdaki kişiye bağımlı mıyım?” Cevabı kimi zaman karmaşıkmış gibi gözükse de aslında yetişkin bağlanma tarzları ile büyük bir ilgilisi olduğunu bilsek belki de bu kadar kafa karıştırıcı bir soru olmaktan çıkacaktır. Öncelikli olarak her bireyin çocukluk döneminde ilk bakım vereni ile kurduğu bağlanma tarzları (güvenli bağlanma, kaçıngan bağlanma ve kaygılı bağlanma) ilerleyen yaşamları da etkiliyor olsa da son yapılan araştırmalarda durumun sadece bununla sınırlı kalmadığı da anlaşılıyor. Son dönem yapılan araştırmalarda görülüyor ki; kişinin romantik ilişkilerde kurduğu bağlanma tarzları da hayatını büyük önemde etkiliyor ve ilişki yaşama tarzını ortaya koyuyor.
Çok eski zamanlardan günümüze kadar insanların bir ekip içinde bulunmak istemeleri, yalnız kalmak yerine hayatlarına çift devam etmek istemeleri sık karşılaşılan bir durum olsa da günümüz ilişkilerinde bu durum bazen daha karışık bir hale gelebiliyor. Ya da biz mi öyle algılıyoruz?
Öncelikli olarak bu yazımızda bireylerin güvenli bağlanma tarzlarını konuşalım;
Güvenli Bağlanan bireyler ikili ilişkilerinde partnerlerine de bu güven duygusunu aşılamaya çalışır. İlişki problemleri ile başa çıkarken kaçmak, umursamamak ya da işlevsiz sayılabilecek yolları kullanmak yerine açık iletişim kurarak ne istediğini anlatır. Kendisi ve karşısındaki için sınırları bilir ve bunları ihlal etmemek adına çabalar. Tepkisel davranışlardan olabildiğince kaçınır. Tabii ki güvenli bağlanan bireyler için de karşısındaki partnere ya da yaşanan zorluklara göre kimi zaman zorlayıcı durumlar yaşanabilir. Ama birey kendine ve karşısındakine olan güven duygusu ile bu durumu düzenleyecek, bitmesi gereken durumlar için sağlıklı kararlar verebilecektir.